İnsan ve diğer tüm canlılar tehlike ile karşılaştıklarında kendi organizmalarını korumaya çalışırlar. Tehlike karşısında bedensel ve ruhsal sınırlar tehdit altında kalır. Ortaya çıkan bu zorlanma ve gerginlik hali stres olarak tanımlanabilir.

İnsanı stres altında bırakan tehlike savaşılabilecek türden ise kişi bu durum ile mücadele etmekte, eğer başedemeyeceği türden bir tehlike ise kişi bu durumdan kaçınma davranışı göstermektedir.

Stres yoğun şekilde yaşandığında kişiyi işgöremez bir hale getirebileceği gibi, belirli dozda ve baş edilebilecek düzeyde stres hayatın işleyişi ve motivasyon için gereklidir. Bu tür stres kişinin olgunlaşmasına, gelişim ve büyümesine katkıda bulunmaktadır. Stresi olumlu veya olumsuz algılamamız onunla nasıl başa çıktığımıza bağlı olarak değişir. Her insanın stresle mücadele biçimi ve strese karşı başaçıkma becerisi farklıdır.

Stres, onu zihinde taşıyan kişiye aittir. Stres olgusu incelenirken stres verici durumlar kadar onlarla karşılaşan bireyin psikolojik özelliklerinin de ele alınması ve değerlendirilmesi gerekir.

Stres tepkisi, ortamda ne olduğuna bağlı olarak değil, kişinin olaya verdiği tepkiye bağlı olarak ortaya çıkar. Aynı olay farklı kişilerde, hatta bazen aynı insanda farklı zamanlarda farklı tepkiler ortaya çıkarır. Belirli bir uyarana belirli tepkiler verilir diye genelleme yapılamaz. Bir aile bireylerinin aynı durum karşısında farklı tepkiler verdikleri, aynı uyarana maruz kalan belirli bir toplulukta birçok farklı tepki oluştuğu gözlenmiştir.

Stresin Yol Açtığı Bedensel ve Ruhsal Durumlar Nelerdir?

  • Kalp atışında artma /Kan basıncının artması
  • Solunumun hızlanması
  • Gözbebeklerinde büyüme
  • Kaygı ve endişe hali
  • Daralma, sıkıntı hali
  • Terleme, titreme
  • Kızgınlık, unutkanlık, öfke
  • Dikkati toplayamama
  • Karamsarlık , zevk alamama
  • Üretkenliğin azalması
  • Duygusal ilişkilerde kopukluklar
  • Fobiler ve diğer kaygı bozuklukları
  • Takıntılar
  • Uyku bozuklukları
  • Psikosomatik hastalıklar
  • Depresyon

Uzun dönem stres altında kalan kişilerde psikosomatik hastalıklar daha sık görülmektedir. Baş ağrısı, migren, mide ağrısı, ülser başlangıcı, uyku bozuklukları, deri hastalıkları, düşünce ve hafızada boşluklar ve unutkanlıklar, sırt ve boyun ağrıları, el ve ayaklarda uyuşma bunlardan bazılarıdır. Psikosomatik hastalıklar kalp hastalıkları, damar ve sinir sistemi hastalıkları gibi fizyolojik hastalıkları da tetikleyebilmektedir.

Stres ile Başetme Nasıl Gerçekleşir?

Stresin beslendiği kaynağı fark etmek, kontrol edelebilir ve kontrol edilemez kaynakları tespit etmek oldukça önemlidir. Kontrol edilebilirleri ortadan kaldırmaya yönelik girişimde bulunmak üzere kişi kendi içsel kaynaklarını ve güçlü yönlerini keşfe yönelebilir. Stresi kişi tek başına yönetemiyorsa bu konuda bireysel danışmanlık ve bireysel terapiden faydalanabilir.

Kontrol edilebilen kaynakların tamamen ortadan kaldırmanın mümkün olmadığı durumlarda ise onun etkisini en az indirmek için çabalamak faydalı olacaktır. Örneğin yoğun trafikte araç kullanmak kişi için ciddi bir stres kaynağı ise kişi bunu fark ettikten sonra bu durumu kontrol altına almaya yönelik çalışma saatlerini düzenlemek veya trafiğin sakin olduğu zamanlarda aracını kullanmak bir yöntem olabilir.

Stresli bir durumla başa çıkmaya çalışırken kişinin kendisini olumlu olan ile motive etmesi oldukça önemlidir. Olaylar karşısında gösterilen olumsuz tutumlar, kişinin kendine söylediği olumsuz sözler, o olay sırasında hissedilen gerginliği artırmaktadır. Bu durumu bir örnekle açıklayabiliriz; diyelim ki hazırladığımız bir projede önemli bir bilgiyi atladığımızı farkettik ”Berbat bir hata yaptım herşeyi mahvettim. Böyle devam edersem asla başaramam.” Demek yerine “Aptalca bir hataydı. Ama yaptığım en kötü hata sayılmaz. Bu sorunu çözmenin bir yolunu bulmalıyım. Amirim ile konuşup eksik kalan kısımları tamamlamayı önerebilirim.” şeklinde olumluya yönelen ve duruma kilitlenmek yerine çözüme yönelik alternatif düşünceler üretmeyi tercih etmek stresinizi azaltacaktır.

Akut Stres Bozukluğu Nedir?

Ağır bedensel veya ruhsal zorlanma sonucu gelişen geçici bir bozukluktur. Bu bozukluk başka bir ruhsal sorunu olmayan kişilerde zorlanmaya bağlı olarak ortaya çıkar. Kişinin veya yakınlarının bedensel ve ruhsal güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit edici travmatik bir durumun varlığı ile olağandışı zorlanma yaşayan kişi durumun hemen ardından akut stres bozukluğu yaşayabilir. Deprem, sel vb. doğal afetler, saldırıya uğrama, kazalar, patlamalar, toplumal olaylar ve savaşlar gibi ani tehdit yaratan durumlar ASB ‘na yol açabilir.

Genellikle 2-3 gün içinde azalmaya ve kısa sürde düzelmeye başlar. 4 haftadan uzun süren süreçlerde kaygı bozuklukları ve ruhsal çökkünlükler konusunda detaylı inceleme yapılmalıdır.

 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olayların tetiklediği bir ruhsal travma ya da ruh sağlığı durumudur.  Bu olayların kişinin kendisinde veya bir yakınında ölüme yol açması ya da yaralanma tehlikesi yaratması durumunda ortaya korku, dehşet ve çaresizlik hisleri çıkabilir. 

Deprem, sel, ve yangın gibi doğal afetler, işkence, savaş ve tecavüz gibi insan kaynaklı travmalar, kazalar, ciddi ve ölümcül tıbbi durumlar ile hastalıklar, ya da beklenmedik ölümler gibi travmatik olaylar bireylerde ruhsal travmaya yol açabilir. Bu tür travmatik olayları yaşayan ya da onlardan etkilenen çoğu insan, geçici olarak şartlara ve çevrelerine uyum sağlamakta ve durumla başa çıkmakta zorluk çekebilirler. 

Bireyler genellikle zaman içerisinde ve kendilerine yapılacak iyi bir bakımla, daha iyi hale gelirler. Ancak bu zorlanma belirtileri kötüleşirse, aylarca hatta yıllarca sürerse ve bireyin günlük işleyişine müdahale ederse, travma sonrası stres bozukluğu olabilir.

Travma sonrası stres bozukluğu semptomları ve belirtilerinin ortaya çıkmasının ardından bir an önce etkili tedavi almak, semptomları azaltmak ve işlevi iyileştirmek için oldukça büyük bir öneme sahiptir. 

Nedenleri

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Neden Olur?

Her yaştan insanda travma sonrası stres bozukluğu olabilir. Deprem, sel, ve yangın gibi doğal afetler, işkence, savaş, şiddete uğrama, cinsel taciz, veya tecavüz gibi insan kaynaklı travmalar, kazalar, ciddi ve ölümcül hastalıklar, ya da beklenmedik ölümler gibi travmatik olayları yaşayan, gören veya öğrenen bireylerin travma sonrası stres bozukluğu geliştirmesi mümkündür.

Tıp uzmanları bazı bireylerin travma sonrası stres bozukluğunun neden dolayı geliştiğinden kesin emin değildirler. Çoğu akıl sağlığı probleminde olduğu gibi, travma sonrası stres bozukluğunun da muhtemelen çeşitli farklı öğelerin karışımından dolayı ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Bu öğeler arasında bireyin hayatında boyunca yaşadığı stresli deneyimler, yaşadığı travmaların miktarı ve ciddiyeti, ailesinde anksiyete ve Depresyon geçmişi gibi kalıtsal ruh sağlığı riskleri, mizaç yani kalıtımsal kişilik özellikleri, ve bireyin beyni ile vücudunun strese yanıt olarak saldığı kimyasallar ve hormonları düzenleme şekli bulunur.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Riskini Arttıran Faktörler Nelerdir?

Bazı faktörler travma sonrası stres bozukluğu geliştirme riskini artırabilir. Bunlar arasında yoğun veya uzun süreli travma yaşamak, çocuklukta istismar gibi başka travmalar yaşamış olmak, emniyet teşkilatı, ilk müdahale ekipleri, askerlik, itfaiye veya sağlık hizmetleri sunmak gibi travmatik olaylara maruz kalma riskini artıran bir işe sahip olmak, anksiyete veya depresyon gibi başka akıl sağlığı sorunlarının varlığı, aşırı alkol veya uyuşturucu kullanımı, aile ya da arkadaşlar arasında iyi bir destek sisteminin yokluğu, ve yine ailede anksiyete ya da depresyon dahil olmak üzere akıl sağlığı sorunları olan kan akrabalarının varlığı bulunur.

Bireylerde travma sonrası stres bozukluğunun gelişmesine yol açan en yaygın olaylar arasında cinsel şiddet, çocuklukta fiziksel istismar, fiziksel saldırıya maruz kalma, kazalar, savaşa maruz kalma, ve silah tehdidi olduğu, tıp uzmanları tarafından gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra gasp, soygun, uçak kazası, adam kaçırma, hayatı tehdit eden tıbbi sorunun teşhis, terör saldırıları da travma sonrası stres bozukluğunun gelişmesi ile sonuçlanabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu İle Ortaya Çıkabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Travma sonrası stres bozukluğu işte, ilişkilerde, sağlıkta, günlük aktivitelerden alınan keyifte yani kısaca bireyin tüm hayatında bozukluklara neden olabileceği gibi diğer akıl sağlığı sorunları ile karşı karşıya kalma riskini de artırabilir. Bunlar arasında başlıca anksiyete ve depresyon, alkol ve uyuşturucu kullanımı ile ilgili bozukluklar, intihar düşünceleri ve eylemleri ile yeme bozuklukları sayılabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Önlenir?

Birçok birey, travmatik bir olaydan kurtulduktan sonra ilk aşamada travmatik olayın olduğunu düşünmeyi bırakamamak, korku, kaygı, öfke, depresyon, suçluluk gibi travma sonrası stres bozukluğu benzeri semptomlar gösterebilir. Bunların hemen hepsi bireyler tarafından travmaya karşı verilen yaygın tepkilerdir. Bununla birlikte travmaya maruz kalan kişilerin çoğu uzun süreli travma sonrası stres bozukluğu geliştirmez.

Zamanında bu durumla ilgili yardım ve destek almak, normal stres tepkilerinin ağırlaşarak kötüleşmesini ve travma sonrası stres bozukluğuna dönüşmesini engelleyebilir. Burada ihtiyaç duyulan yardım ile destek bireyi dinleyecek ve kendisine rahatlık sağlayacak aile üyelerine ve arkadaşlara yönelmek anlamına gelebilir.

Kısa süreli bir terapi için psikolog veya psikiyatra başvurulması gerekebilir. Bazı bireyler ise kendi inançlarına sahip topluluklara sığınmayı faydalı bulabilir. Bütün bu yöntemler sayesinde başkalarından elde edilecek destek, bireyin alkol veya uyuşturucu kullanımı gibi sağlıksız başa çıkma yöntemlerine yönelmesini engelleyebilir.

Belirtiler

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri Ve Tipleri Nelerdir?

Travma sonrası stres bozukluğunun belirti ve semptomları yaygın olarak travmatik bir olaydan sonraki bir ay içinde başlasa da, bazı vakalarda belirtiler olaydan yıllar sonrasına kadar ortaya çıkmayabilir. Bu belirtiler bireyin sosyal veya iş hayatı ile kişisel ilişkilerde önemli sorunlara neden olabilir. Ayrıca bireyin normal günlük hayatını sürdürme becerisine de müdahale edebilir. 

Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri genellikle birkaç farklı tipe ayrılır: Yeniden yaşama, yani hatırlama, kaçınma, aşırı uyarılma, yani düşünme ve ruh halindeki olumsuz değişiklikler ile fiziksel ve duygusal tepkilerde gözlemlenen değişiklikler. Belirti ve semptomlar zamanla farklılık gösterebilir ya da kişiden kişiye göre değişebilir. 

Yeniden yaşama, yani hatırlamanın semptomları arasında travmatik olay hakkında üzücü rüyalar veya kabuslar, travmatik olayı bireye hatırlatan herhangi bir şeye karşı hissedilen şiddetli duygusal sıkıntı veya gösterilen fiziksel tepkiler, travmatik olayın tekrar oluyormuş gibi yeniden yaşamak veya travmatik olayın tekrarlayan, istenmeyen üzücü anıları bulunmaktadır.

Kaçınma semptomları ve belirtileri arasında bireye travmatik olayı hatırlatan faaliyetlerden,   kişilerden veya yerlerden kaçınma ya da travmatik olay hakkında düşünmekten veya konuşmaktan kaçınmaya çalışmak bulunmaktadır. 

Aşırı uyarılmaya bağlı olarak düşünce ve ruh halindeki olumsuz değişikliklerin belirtileri arasında bireyin kendisi, diğer insanlar, gelecek veya dünya hakkında olumsuz düşünceler, travmatik olayın önemli öğelerini hatırlamamak da dahil olmak üzere hafıza sorunları, başka bireylerle yakın ilişkileri sürdürmede zorluk, umutsuzluk, aile ve arkadaşlardan kopuk hissetmek, bir zamanlar zevk alınan faaliyetlere ilgi duymama, olumlu duyguları deneyimleme zorluğu, duygusal olarak uyuşma bulunmaktadır.

Yine aşırı uyarılmaya bağlı olarak fiziksel ve duygusal tepkilerdeki değişikliklerin belirtileri arasında kolayca ürkme ya da korkma, tehlikeye karşı daima tetikte olma, çok fazla alkol tüketmek veya çok hızlı araba kullanmak gibi bireyin kendisine zarar veren davranışları, uyku güçlükleri, konsantrasyon güçlükleri, sinirlilik hali, öfke patlamalarısaldırgan davranışlar, aşırı derecede suçluluk veya utanç hissi sayılabilir.

Travma sonrası stres bozukluğunun 6 yaş ve altındaki çocuklarda görülen semptomların arasında travmatik olayı veya travmatik olayın öğelerini oyun yoluyla yeniden canlandırmanın yanı sıra travmatik olayın öğelerini içeren ya da içermeyen, ancak korkutucu rüyalar görmek bulunmaktadır. 

Travma sonrası stres bozukluğu belirti ve semptomlarının yoğunluğu zaman içinde değişebilir. Birey genel olarak daha stresli olduğunda veya neler yaşadığını hatırlatacak öğeler ile karşılaştığında daha fazla ve yoğun travma sonrası stres bozukluğu belirtisi gösterebilir. Örneğin bir motorun sesi, çatışma anını tetikleyebilir, ya da haberlerde cinsel saldırılara dair bir haber görmek bireyin tekrar kendisini saldırı altında hissetmesine neden olabilir. 

Travmatik bir olay hakkında bir aydan daha uzun süreli rahatsız edici düşünceleri ve hisleri olan bireyler, bunlar özellikle şiddetliyse veya hayatlarını tekrar kontrol altına almakta zorlandıklarını hissediyorlarsa mutlaka bir psikoloğa ya da psikiyatra başvurmalıdır. Mümkün olan en kısa sürede tedavi sürecine başlamak travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin ağırlaşmasını önlemeye yardımcı olabilir.

İntihar düşüncesini aklından geçiren bireylerin mutlaka bir arkadaşlarına ya da sevdikleri, güvendikleri bir kişiye ulaşması, bir psikologdan randevu alması ve intihar yardım hatlarından faydalanması önemlidir. Bu durumda olan bireylerin varlığından haberdar olan kişilerin de buna yardımcı olması önemlidir. Özellikle kendisine zarar verebilecek ya da intihara teşebbüs edebilecek durumda olduğu düşünülen bireyler için 112 acil durum numarasına başvurulması veya güvenli bir şekilde yapılabiliyorsa, en yakın hastanenin acil servisine götürülmesi bireyin sağlığı için büyük önem taşır.

Tanı Yöntemleri

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?

Travma sonrası stres bozukluğunu teşhisi sürecinde doktor öncelikle bireyin belirtilerine neden olabilecek herhangi bir tıbbi sorunun varlığını kontrol etmek için fiziksel bir muayene gerçekleştirecektir. Bunun yanı sıra semptomları ortaya çıkaran olay veya olayların da tartışıldığıpsikolojik bir değerlendirme yapacaktır. 

Normal şartlar altında travma sonrası stres bozukluğu tanısı, travmatik bir olaya maruz kalmayı gerektirir. Bu maruz kalma çeşitli şekillerde fazlasıyla gerçekleşebilir. Örneğin birey travmatik olayı doğrudan deneyimleyebilir, ya da başkalarının başına gelen travmatik olaya şahsen şahit olabilir, kendisine yakın birinin travmatik olayla karşılaştığını veya tehdidi altına kaldığını öğrenebilir ya da tekrar tekrar travmatik olayların açık detaylarına maruz kalabilir.

Maruz kaldıktan sonra bireyin yaşadığı sorunlar bir aydan fazla devam ederse, sosyal yaşamda işlev görme becerisinde önemli sorunlar ile engellere neden olursa, ya da çalışma ortamını veya ilişkileri olumsuz yönde etkilerse travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulabilir.

Tedavi Yöntemleri

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi, bireyin hayatı üzerinde bir kontrol duygusu kazanmasına yardımcı olmayı hedefler. Öncelikli olarak kullanılan tedavi yöntemi psikoterapidir. Buna destek olması için ilaç tedavisinden de faydalanılması mümkündür. Bu tedavi yöntemlerini birleştirmek, bireyin semptomları ile başa çıkma becerisini geliştirmesine, kendisi, başkaları, gelecek ve dünya hakkında daha iyi düşünmesine, belirtilerin tekrar ortaya çıkması durumunda bunlarla baş etme yollarını öğrenmesine, anksiyete ya da depresyon gibi travmatik deneyimler ile ilgili diğer sorunların tedavisine,   alkol veya uyuşturucuların kötüye kullanımından kaçınmasına yardımcı olacaktır. 

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde öncelikli olarak kullanılan yöntem, psikoterapidir. Psikoterapi,Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteren çocukları ve hem de yetişkinleri tedavi etmek için kullanılabilir. Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde farklı psikoterapi türleri bulunur. 

Bilişsel Terapi,bireyin takılı kaldığı düşünme yollarını yani bilişsel kalıpları, örneğin, kendisiyle veya travmatik şeylerin tekrar olma riskiyle ilgili olumsuz inançları tanımasına yardımcı olur.

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi sürecinde bilişsel terapi genellikle maruz kalma terapisi ile birlikte kullanılır. Maruz kalma tedavisi bireyin korkutucu bulduğu durumlarla ve anılarla güvenli bir şekilde yüzleşmesine yardımcı olur. Bu sayede birey onlarla etkili bir şekilde baş etmeyi öğrenebilir. Maruz kalma terapisi, özellikle olayları tekrar tekrar yaşayan ve kabuslardan etkilenen bireyler için yararlı olabilir. 

EMDR, yani Göz Hareketleri İle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için kullanılan etkin ve güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. EMDR, maruz kalma terapisini bireyin travmatik anıları işlemesine ve bunlara nasıl tepki verdiğini değiştirmesine yardımcı olan bir dizi göz hareketini rehber yardımı ile birleştirir. 

Uzman bir terapist bireyin, stresli durumlarla daha iyi başa çıkmasına ve hayatındaki stresle başa çıkmasına yardımcı olacak stres yönetimi becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. Tüm bu yaklaşımlar bireyin travmatik bir olaydan sonra ortaya çıkan kalıcı korkuyu kontrol etmesine yardımcı olabilir. Bireysel terapi, grup terapisi veya her ikisinin bir karışımı bireye yardımcı olabilir. Grup terapisi, benzer deneyimler yaşayan başkalarıyla bağlantı kurmanın bir yolunu sunabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu İçin Yaşam Tarzı Değişiklikleri Ve Destek

Hayatları travmatik bir olayın neden olduğu stres ve diğer sorunlardan etkilenen bireyler, bir doktora veya ruh sağlığı uzmanına görünmelidir. Bireyler travma sonrası stres bozukluğu yükünü tek başlarına halletmeye çalışmak zorunda değildir. Bununla birlikte travma sonrası stres bozukluğu tedavisine devam ederken bireyin kendisi için atabileceği çeşitli adımlar mevcuttur.

Öncelikle doktor tarafından verilen tedavi planı takip edilmelidir. Bireyin terapi veya ilaçlardan fayda görmesi biraz zaman alsa da, tedavi çoğunlukla etkilidir ve bir çok vakada çoğu insan iyileşir. Birey kendisine bunun bir süreç olduğunu ve zaman alacağını hatırlatmalıdır. Tedavi planını takip etmek ve ruh sağlığı uzmanıyla düzenli olarak iletişim kurmak ilerleme sağlayacaktır.

Birey kendi kafasına göre ilaç seçmemelidir. Özellikle duyguları uyuşturmak için alkol veya uyuşturucuya yönelmek sağlıklı ve uzun vadede etkili değildir. Aksine daha büyük sorunlara yol açabilir ve etkili tedavi yöntemlerinin önüne çıkarak gerçek iyileşmeyi önleyebilir.

Birey kendisini destekleyen kişiler, aile üyeleri, arkadaşları veya kendilerine iyi gelen şeylerle zaman geçirmelidir. Durum hakkında konuşmadan, sevdiklerle sadece vakit paylaşmak bireye şifa ve rahatlık sağlayabilir. Buna ek olarak bir destek grubuna katılmak, ve benzer durumları yaşamış kişilerin deneyimlerinden faydalanmak birey için rahatlatıcı olabilir.

Travma sonrası stres bozukluğu hakkında bilgi edinmek, bireyin ne hissettiğini anlamasını sağlayabilir ve ardından etkili bir şekilde yanıt vermenize yardımcı olacak başa çıkma stratejileri geliştirmesine rehberlik edebilir. 

Birey kendisine iyi bakmalı, yeterince dinlenmeli, sağlıklı bir diyet takip etmeli, egzersiz yapmalı ve rahatlamak için kendisine zaman ayırmalıdır. Kaygı hislerini kötüleştirebilecek kafeinden ve özellikle nikotinden kaçınmak önemlidir. Endişe hisseden bireyler yeniden kendilerini iyileştirmeye odaklanmak için hızlı bir yürüyüşe çıkabilir veya bir hobilerinden faydalanabilir.